Işık Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nafiye Güneç KIYAK açış konuşmasında; “Ülkelerin ve şirketlerin rekabet güçlerinin artması için, iş hayatında uygulanan kuralların ve kanunların da küresel standartlarla uyumlu olması gerekiyor. 1956 yılından beri yürürlükte bulunan 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu, dünya ve Türkiye ekonomisindeki gelişmelere bağlı olarak mevcut ihtiyaçlara karşılamada artık yetersiz. Böyle bir dönemde Türk Ticaret Kanunu içinde yapılan yenilik ve değişimler ülkemiz için önemli bir kilometre taşıdır. Bugün ülkemizde ticari yaşamın kurallarının yeniden ve çağdaş bir yaklaşımla tanımlanması yapılıyor. Üniversitelerin temel iki görevi vardır. Birincisi bilimsel araştırma yaparak teknoloji yaratmak ve ikincisi sektöre ihtiyacı olan niteliklerde eğitimli eleman yetiştirmek. Bugün küreselleşmeye bağlı olarak hızlı bir değişim ve yapılanma içinde olan sektörler farklı donanımlara sahip eğitimli insan kaynağına ihtiyaç duyuyor. Dolayısıyla sektörün talebi çok önemli. Ve üniversiteler de programlarını sektörün taleplerine uygun olarak yenilemeli, değiştirmeli ya da yeni programlar oluşturmak durumunda. 1 Temmuzda yürürlüğe giren Türk Ticaret Kanununda yapılan değişiklikler bu alanda eğitimli insan kaynağı ihtiyacını da beraberinde getirdi. Işık Üniversitesi olarak bizler sektörün bu talebine yönelik olarak öncü adımlar attık. Bu düzenleme ile ortaya çıkacak insan kaynağını desteklemek ve eğitimlerini sağlamak üzere üniversitemizde lisans eğitimi veren "Muhasebe ve Denetim" programı başlattık. Öte yandan İngiltere ve Galler Yeminli Muhasebeciler Birliği (ICAEW) ile Uluslararası Finansal Raporlama Standartları (yani UFRS) öğretim ve değerlendirme programı çerçevesinde işbirliği anlaşması imzaladık. Bu işbirliği çerçevesinde sektöre Uluslararası Finansal Raporlama Standartları (UFRS) bilgisine ve anlayışına sahip maliyeciler kazandırmak üzere öğrencilerimize sertifika programları sunuyoruz ve bu sertifikalar ICAEW- uluslararası tanınırlığına sahip olacaklar. Bir vakıf üniversitesi olmak bize aynı zamanda topluma katma değer yaratma misyonu da yüklüyor. Bu amaç doğrultusunda Kurumsal Araştırma Risk Danışma ve Eğitim Şirketi’nin (KARDE) katılımı ile bu sempozyumu gerçekleştirdik” diyerek küreselleşme sonunda kanunların ve buna bağlı olarak da programlarını sektörün taleplerine uygun olarak yenilemesi ya da değişmesi durumunda olduğuna değindi.
Işık Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkan Yardımcısı Ahmet Hüsnü GÜRELİ, sempozyumun açılışında yaptığı konuşmasında; Işık Üniversitesi’nin para kazanmak için değil, insan kazanmak ve Türkiye’ye insan yetiştirmek için kurulduğunu ve 75 milyonun sahip olduğu bir üniversite olduğunu, bütün gelirlerin eğitime harcandığını ve bu tür sempozyumlarla da Türkiye’ye hizmet etmeye çalıştıklarını belirtti.
Sempozyumun ilk oturumu, Yeni Türk Borçlar Kanunu’nun İş Hayatına Getirdiği Yenilikler temasıyla, Işık Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mehmet KAYTAZ tarafından yönetilmiş ve Yeni Türk Borçlar Kanunu Hazırlama Komisyon Üyesi Prof. Dr. Haluk BURCUOĞLU konuşmacı olmuştur.
YENİ KANUN BANKALARLA MÜCADELEYİ KOLAYLAŞTIRDI
Bir bankaya karşı açtığı dokuz yıldan fazla süren davayı kazanmasıyla tanınan Yeni Türk Borçlar Kanunu Tasarısı Komisyon Üyesi Prof. Dr. Haluk BURCUOĞLU sunumuna Borçlar Kanunu’nun diğer kanunların özellikle de Ticaret Kanunu’nun önünden geldiğini vurgulayarak başladı. Konuşmasında bankalarla mücadele etmenin zor olduğunu ancak yeni kanunda bu konuda tüketiciye önemli avantajlar sağlandığını belirtti.
YASADAKİ EN ÖNEMLİ UYGULAMA DİLİN SADELEŞTİRİLMESİ
Prof. Dr. Haluk BURCUOĞLU; “Kira sözleşmesinden, taksitle alış verişe, banka kredi kartı kartından iş sözleşmelerine kadar geniş bir alanda Borçlar Kanunu geçerli olmaktadır. Yeni yasa ile bu alanlarda olan boşluklar kapatılmış ve çağdaş koşullara uyum sağlanmıştır. Yasada önemli bir uygulama ise dilin sadeleştirilmesi ve herkesin anlayabileceği bir duruma getirilmesi olmuştur. Bazı alanlarda daha adil bir kanun ortaya çıkmıştır. Örneğin tazminat davalarında zarar görenin statüsüne göre belirlenen miktar, artık standart hale gelmiştir. Ayrıca kamuoyunda ortaya çıkan bazı yanlış anlamalar kanun incelenmeden yapılan açıklamalardan kaynaklanmaktadır. Örneğin; “Kiracılar balkonda mangal yapamaz” biçiminde yorumların nerden kaynaklandığı belli değildir. Yine kanunun kefalet sözleşmeleri maddeleri kefalet vereni korumaya yönelik olmasına rağmen kamuoyunda çok farklı yönlere çekilmiştir.“İkinci oturumda, Yeni Türk Ticaret Kanunu’nun İş Hayatına Getirdiği Yenilikler, Prof. Dr. Nejat BOZKURT yönetiminde, Gümrük ve Ticaret Bakanlığı’ndan İç Ticaret Genel Müdürü İsmail YÜCEL ve Prof. Dr. Cemal İBİŞ’in konuşmaları ile gerçekleşti.
ARTIK TİCARET SİCİL MEMURU DİYE BİR UNVAN YOK
PROJEYLE HER TÜCCARIN BİR KİMLİK NUMARASI OLACAK
Gümrük ve Ticaret Bakanlığı’ndan İç Ticaret Genel Müdürü İsmail YÜCEL yapmış olduğu konuşmasında, Yeni Türk Ticaret Kanunu’nun yasallaştıktan sonra yürürlüğe girme tarihi arasında geçen yaklaşık 1,5 yılın çok yararlı olduğunu, bu süre içerisinde, kamuoyunun eski Türk Ticaret Kanunu’na göre, Yeni Türk Ticaret Kanunu’nun daha bilinir hale geldiğini belirtti. Yeni Türk Ticaret Kanunu’nu kamuoyuna anlatma fırsatı bulduklarını, iş dünyasından gelen taleplerin dikkate alınarak Kanunu 01 Temmuz 2012 tarihinden önce değiştirdiklerini, bu değişiklikle kanunun iş dünyasına uyumlaştırmasını sağladıklarını anlattı. Kanunun hedeflerinde bir değişiklik olmadığını sadece öteleme yapıldığını, Yeni Türk Ticaret Kanunu ile şirketlerin uluslararası ile birleşmelerini sağladıklarını, yapılan düzenlemeler ile adeta şirket çöplüğü haline dönüşmüş olan sermaye şirketlerinin temizleneceğini de sözlerine ekledi. Esas olanın Ticaret Kanunu olduğunu ve adeta ticaretin anayasası olan ticaret kanununun değiştiğini vergi kanunlarının da ticaret kanunuyla uyumlaştırılması gerektiğini, artık ticaret sicil memuru diye bir unvanın kalmadığı, bunun yerine ticaret sicil müdürünün geldiğini, Merkezi sicil kayıt sistemine (MERSİS) geçildiğini bu suretle elektronik ticaret sicil veri tabanı oluşturulduğunu, TOBB ile Gümrük ve Ticaret Bakanlığı işbirliği ile yürüyen projenin sorumlusunun ve sahibinin Gümrük ve Ticaret Bakanlığı’nın olduğunu, Mersin’de deneme uygulamasının yapıldığını ve yakın zamanda Türkiye çapında uygulamanın yaygınlaşacağını belirten İsmail YÜCEL projeyle her tüccarın bir kimlik numarasının olacağını bu suretle elektronik ortamda şirket bilgilerine ulaşmanın mümkün olacağını ve 10-15 dakikada bir şirketi kurabilmenin mümkün olabileceğini, kuruluş, ana sözleşme değişikliği gibi işlemlerin de elektronik ortamda yapılmasının mümkün olabileceği de sözlerine ekledi. YÜCEL, 01 Ekim 2012 tarihinden itibaren, Türkiye’de dünya ölçeğinde bir yenilik yaşanmaya başlandığını, bu yenilikle, hisse senetleri borsada işlem gören şirketler için zorunlu olmak üzere genel kurula elektronik ortamda katılım imkânının getirildiğini, bundan böyle elektronik ortamda genel kurula, elektronik ortamda yönetim kuruluna ve elektronik ortamda ortaklar kuruluna katılımın mümkün hale geldiğini; Gümrük ve Ticaret Bakanlığı tarafından düzenlenecek ikincil mevzuatla ilgili çalışmaların 01 Ocak 2013 tarihine kadar yetiştirileceğini; Eski Türk Ticaret Kanunu’nda yer alan murakıplık sisteminin kaldırılmasıyla, 30 Haziran 2012 tarihi itibariyle, bağımsız denetimin tüm sermaye şirketlerini kapsadığını ve bu şirketlerin denetimsiz kalamayacağını belirtti.
Prof. Dr. Nejat BOZKURT, Türkiye’de bağımsız denetim yapacak yeterli sayı ve kalitede SMMM ve YMM olduğunu belirttikten sonra sözü, Prof. Dr. Cemal İBİŞ verdi. Prof. Dr. Cemal İBİŞ yaptığı konuşmasında, Yeni Türk Ticaret Kanunu’nun şirketlerin önünü açtığını, kurumsal yönetimin artık şirketler tarafından anlaşılmaya başlandığını, şirketlerin uluslararasında rekabet edebilmelerinin kurumsal yönetim ilkelerini hayata geçirmeleriyle mümkün olabileceğini, yönetimlerin finansal raporlama, finansal planlama, iç kontrol, iç denetim, bütçeleme, örgütlenme konularını da hayata geçirmelerinin kaçınılmaz olduğunu belirtti. Oturum, katılıcılardan gelen soruların yanıtlanmasıyla son buldu.
Sempozyuma; iş dünyasının yöneticileri, muhasebe ve finans yetkilileri, SMMM ve YMM’ler, avukatlar, akademisyenler ve üniversite öğrencileri katıldı.